Ceddin Deden Marşının İlginç Gerçeği

Mehter takımı, sadece bir müzik topluluğu değildi aynı zamanda dünyanın ilk psikiyatrik savaş silahıydı. Osmanlı ordularının en etkili psikolojik savaş aracı olan mehter müziği, düşman askerlerinin moralini bozmak ve kendi askerlerin savaş coşkusunu artırmak için stratejik olarak kullanılırdı. Güçlü Mehter Marşları kilometrelerce uzaktan duyularak düşmanda korku uyandırırken, Osmanlı askerlerinin adrenalini yükseltirdi.

Mozart ve Beethoven gibi Avrupalı besteciler mehter müziğinin bu etkisinde kalarak, Mozart, Türk Marşı’nı, Beethoven ise “alla turca” tarzda eserler bestelemiştir.

Günümüzde en çok bilinen mehter marşı olan “Ceddin Deden”, birçok kişi tarafından Fatih, Yavuz, Kanuni dönemlerinden kalma bir Osmanlı marşı olarak bilinir.

Ancak gerçek şaşırtıcıdır: Ceddin Deden marşı 1917 yılında Enver Paşa‘nın talimatıyla İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin milliyetçi politikası çerçevesinde İsmail Hakkı Bey tarafından yazılmıştır. Marştaki “Türk milleti” vurgusu da bu dönemin milliyetçi ruhunu yansıtmaktadır.

1826 yılında II. Mahmud’un Yeniçeri Ocağı’nı kapatmasıyla birlikte mehter geleneği de sona ermiş, orijinal mehter marşlarının çoğu kaybolmuştur.

1914 yılında Askeri Müze bünyesinde kurulan yeni mehter takımı, bu boşluğu doldurmak için yeni marşlar bestelemeye başlamıştır. Ceddin Deden marşı da bu dönemde yaratılan eserlerden biridir. Dolayısıyla bugün bildiğimiz “geleneksel” mehter marşlarının çoğu aslında 20. yüzyıl başlarında yazılmış modern marşlardır.

Aynı zamanda Fetih Marşı, İstanbul fethinden kalma değil, Arif Nihat Asya’nın 1950’lerde yazdığı bir marştır. Plevne Marşı, 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan değil, 1910 yılında yazılan bir marştır.

Mehter müziğinin bu yeniden doğuşu, müziğin toplumsal bellekteki gücünü ve kültürel süreklilik illüzyonunun ne kadar etkili olabileceğini kanıtlamaktadır.

1917’de Mehter Takımı
İsmail Hakkı Bey

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir