Tarih Terimleri Sözlüğü
Geçmişe açılan pencere; Tarih terimleri sözlüğüne hoş geldiniz.
0-9
A
- Ajan
- Bir kimsenin yada devletin, çıkarları için yasal olmayan çalışmaları gizlilikle yürütülen görevlisi. Casus.
- Alp
- Eski Türk kültüründe cesur, güçlü ve yetenekli yiğit savaşçı anlamına gelen unvan.
- Ambargo
- Ekonomik veya ticari yaptırım. Bir ülkeyi izole etmek için uygulanan, mal ve hizmet akışını kesme politikası.
- Anakronizm
- Tarihsel bir olayı, kişiyi veya durumu kendi döneminin koşullarına uygun olmayan bir zaman diliminde değerlendirme hatası.
- Anayasa
- Bir devletin yönetim biçimini belirten, yasama, yürütme, yargılama güçlerinin nasıl kullanılacağını gösteren, yurttaşların haklarını ve ödevlerini bildiren temel yasa; kanunuesasi. Bütün kanunlar Anayasa esaslarına uygun olmak zorundadır.
- Arkeoloji
- Geçmişin maddi kalıntılarını sistematik olarak inceleyerek insan yaşamının gelişim seyrini aydınlatan bilim dalı. Kazı Bilimi.
- Armistis
- Savaş halindeki ülkeler arasında imzalanan ateşkes anlaşması.
- Askeri ataşe (Ataşemiliterlik)
- Büyükelçiliklerde askerlikle ilgili bilgileri toplayan, yabancı devletteki askerlerle ilişkisini sağlayan görevli.
- Avarız
- Osmanlı İmparatorluğu’nda olağanüstü durumlar için toplanan geçici vergi türü. Savaş, doğal afet gibi durumlarda reayadan alınan bu vergi, devletin mali esnekliğini sağlardı.
B
- Bab-ı Ali
- Osmanlı Başbakanlık ve bakanlık bürolarının adı.
- Balbal
- Eski Türklerde mezar anıtlarının çevresine dikilen taş heykeller. Ölen kişinin öldürdüğü düşmanları temsil ettiğine inanılır.
- Bibliyografya
- Belirli bir konu, dönem veya kişi hakkında yazılmış eserlerin sistematik olarak listelendiği akademik kaynak rehberi.
- Bozkurt
- Türk ırkının simgesidir. Efsaneye göre Türkleri kurtaran ve onlara yol gösteren kutsal hayvandır. Türkler, bozkurtların yaşam tarzını, savaş stratejilerini, avlanma ve gizli takip yöntemlerini inceleyip kendi hayatlarına entegre etmişlerdir.
C
- Cephe
- Savaş alanında düşmana en yakın olunan çizgi. Savaşılan bölge.
- Cihad
- Ölürsem Şehit, kalırsam Gazi anlayışı ile İslam dininde Allah yolunda yapılan savaşlar.
- Cumhuriyetçilik
- Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu, yöneticilerin halkın iradesiyle seçildiği, hiçbir kişi ya da zümrenin ayrıcalık sahibi olmadığı yönetim anlayışı.
D
- Demokrasi
- Halkın egemenliğine dayanan, halkın yasaları müzakere etme ve düzenleme yetkisine sahip olmak için yöneticileri seçme hakkı olduğu devlet yönetim biçimi. El erki.
”Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. – Mustafa Kemal Atatürk”
- Dernek
- Belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek için kurulan ve kurucuları ile üyeleri tarafından yaşatılan kurum. Cemiyet.
- Devlet-i Aliyye
- Osmanlı İmparatorluğu’nun resmi adı. “Yüce Devlet” anlamına gelen bu terim, devletin büyüklüğünü ve saygınlığını vurgular.
- Devletçilik
- Özel girişimin yetersiz kaldığı alanlarda devletin ekonomiye müdahale etmesidir. Bu ilkeye göre serbest piyasanın giremeyeceği veya girmek istemediği yerlere devlet el atabilmektedir fakat devlet hiçbir zaman bireyin önüne geçmemelidir. Bu yaklaşım, ne tamamen liberal ne de sosyalist, dengeli ve pragmatik bir kalkınma stratejisidir.
“Kesin zorunluluk olmadıkça piyasalara karışılmaz; bununla birlikte hiçbir piyasa da başı boş değildir.” – Mustafa Kemal Atatürk
- Devşirme Sistemi
- Osmanlı Devleti’nin fethettiği topraklardan, özellikle Balkanlar’dan Hıristiyan ailelerin çocuklarını alarak askeri ve idari kadrolarda görev yapmak üzere eğittiği sistem. Devşirilen çocuklar yeteneklerine göre Enderun’da eğitilir ilerde yeniçeri askeri, vezir, paşa ya da memur olabilmekteydi. Gayrimüslim aileler çocuklarının Enderun mektebine gitmelerini isterlerdi.
- Diktatörlük
- Tek kişi veya grubun mutlak güçle yönettiği otoriter sistem. Muhalefete izin vermeyen, baskıcı yöntemler kullanan yönetim biçimi.
- Diplomasi
- Uluslararası siyasî ve hukukî iletişim demektir. Devletler arası yazışma, antlaşma ve belge düzenini, bu belgelerin özgünlük ve güvenilirlik kriterlerini araştıran tarih yardımcı bilimi.
- Dominyon
- Britanya İmparatorluğunun (İngiliz Krallığı’nın), denizaşırı ülkelerinden herbirine verilen ad. Emperyalizm, Sömürgecilik, Mandacılık.
E
- Efe
- 1.Özellikle Ege ve Batı Anadolu’daki yiğitlere verilen isim.
2.Kaptan
- Egemenlik
- Bir devletin oluşabilmesi için gerekli ögelerden biri. Milletin seçtiği, kişiye, gruba veya ulusa ait olabilen yönetme gücü. Bölünmez,devredilemez.
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” – T.C. Anayasası 6. Madde
- Emperyalizm
- Bir milletin sömürü temeline dayanarak başka bir milleti siyasi ve ekonomik egemenliği altına alıp yayılması veya yayılmayı istemesi. Sömürgecilik, Mandacılık, Dominyonluk
- Epigrafya
- Taş, metal, seramik gibi sert malzemeler üzerine yazılmış yazıtları çözümleyerek tarihsel bilgi elde etme sanatı. Yazıt Bilimi.
F
- Ferik
- Osmanlı ordusunda korgenerallik rütbesi.
- Ferman
- Padişah tarafından çıkarılan, devletin en üst düzey iradesini ifade eden yazılı emir ve kararname.
- Fetih
- Bir şehir, kale veya bölgenin askeri güçle ele geçirilmesi. Osmanlı tarihinde fetih, sadece askeri başarı değil, aynı zamanda hoşgörülü yönetim ve iskân politikalarını da içeren kapsamlı bir süreç olarak uygulanmıştır. İstimalet (Hoşgörü) politikası ile desteklenmiştir.
- Filoloji
- Yazılı metinlerin dil özellikleri, anlamsal yapısı ve dönemsel değişimini inceleyerek kültürel aktarımı aydınlatan disiplin. Dil Bilimi.
G
- Gazi
- 1. Savaştan sağ olarak dönen kimse.
2.Olağanüstü yararlıklar göstererek düşmanı yenen komutanlara yüksek devlet makamı tarafından verilen onur ünvanı. (Örn: Gazi Mustafa Kemal)
- Genealoji
- Aile, soy ve nesil bağlantılarını sistematik olarak izleyerek toplumsal yapının tarihsel gelişimini ortaya koyan araştırma yöntemi. Soy Bilimi.
- Genelge
- Belirli bir konu hakkında, ilgililere gönderilen yazı. Tamim.
- Genelkurmay
- Bir devletin ordularını, belli düzen içinde tutan, savaş zamanı uygulanacak plan ve stratejileri belirleyen, barış zamanında ise orduların eğitim ve donanımını her zaman savaşa hazır durumda tutan, en yüksek askeri yönetim birimidir.
(Not: Milli Savunma Bakanlığı, askerlerin barınma, ordunun bakım, malzeme gibi sorunlarıyla uğraşır. Genelkurmay ve Milli Savunma Bakanlığının görevleri farklıdır.)
H
- Halkçılık
- Toplumsal sınıf ayrımlarını reddeden, tüm yurttaşların eşit haklara sahip olduğunu benimseyen adalet anlayışı. Halkçılık ilkesine göre; hiçbir kimse başkalarına karşı dinsel, dilsel, ırksal veya mezhepsel açıdan üstünlük sağlayamaz.
- Hanedan
- Belli ve köklü bir soydan gelen büyük aile.
- Hipotez
- Tarihsel araştırmada test edilmek üzere ileri sürülen geçici açıklama veya varsayım.
- Hizip
- 1. Bir toplum içinde parti, görüş, inanç vb. düşünce gruplarında ayrılıkçı davranarak toplumun büyük kısmıyla karşı düşünen.
2. Kur’an’ın her cüzünün beş sayfalık bölümü.
I
- İdeoloji
- Toplumsal ya da siyasal bir öğreti oluşturan, ülkü olarak da benimsenebilen, kişi ve kurumların davranışlarına yön veren düşünceler bütünü.
- İduk
- Eski Türk inancında kutsal, mukaddes anlamına gelen terim. Kutsal yerler, kişiler ve nesneler için kullanılır.
- İhtilal
- Bir ülkenin siyasal, sosyal ve ekonomik yapısını veya yönetim düzenini değiştirmek için kanunlara uymadan kuvvet kullanarak yapılan halk hareketi. Devrim.
İhtilal başarılı olursa köklü inkılap başlar. Örnek: Fransız İhtilali
- İnkılapçılık
- Toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılan, sürekli yenileşmeyi benimseyen yapıcı devrim anlayışı.
- İskan
- Fethedilen bölgelere nüfus yerleştirme politikası. Osmanlılar, fetih sonrası demografik dengeyi sağlamak ve bölgeyi güvence altına almak için Anadolu’dan fethedilen bölgeye Türk nüfusu yerleştirmiştir.
Şimdi Bulgar göçü, Yunan göçü dediğimiz kişiler Osmanlı döneminde Anadolu’dan Rumeli’ye yerleştirilmiş, Osmanlı yıkıldıktan sonra zulümlerden kaçarak Türkiye’ye gelen kişilerdir.
- Islahat
- Genel olarak kuruluşların, eski ya da bozuk yanlarını düzeltme, yenileme getirme. Reform.
Osmanlı gerileme döneminde batıyı örnek alarak yapılan yenileme fermanı ve dönemine de denir.
- İstibdat
- Bir devletin tek kişinin veya ufak bir grubun keyfi isteklerine göre, vatandaşlarına hak ve özgürlük tanımadan yönetilmesi. Despotluk
- İstila
- Bir ülkeyi, yabancı ülkelerin silah gücüyle ele geçirmesi, işgali.
- İstimalet
- Osmanlı Devleti’nin uyguladığı hoşgörülü ve uzlaştırıcı fetih politikası. Fethedilen bölgelerdeki halkın gönlünü alma, memnun etme anlamına gelir. Din/Mezhep değiştirmeye zorlanmamış, halka küçümseyici davranılmamıştır. Bu politika sayesinde farklı din ve milletten topluluklar Osmanlı yönetimi altında huzur içinde yaşamışlardır.
J
- Jeopolitik
- Coğrafi konum, doğal kaynaklar ve stratejik öncelikler arasındaki etkileşimin tarihsel süreçleri nasıl şekillendirdiğini inceleyen yaklaşım.
K
- Kabine
- Bakanlardan oluşan hükümet.
- Kapitülasyon
- Bir devletin, kendi yurttaşlarına zararına olarak başka ülkelere ve vatandaşlarına verdiği haklardır.
- Kayıtsız-Şartsız
- Hiçbir koşul ve bağı olmadan.
Örnek: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. – T.C. Anayasası 6. Madde
- Kilikya
- Bugünkü Çukurova ve çevresi.
- Kronoloji
- Tarihsel olayların zaman sırasına göre düzenlenmesi bilimi. Olaylar arasındaki sebep-sonuç ilişkilerini ve zamansal bağlantıları kurmak için temel metodolojik araç.
L
- Laiklik
- Devletin dinler karşısında tarafsız olmasıdır. Din, kişinin özel yaşamının bir parçasıdır. Laiklik ise din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır.
“Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.” – T.C. Anayasası 2. Madde
- Levend
- Osmanlı donanmasında gönüllü olarak hizmet eden denizci.
- Liberalizm
- 1. Özgürlükçü rejim. Bireyler, sınıflar ve uluslararasındaki ekonomik ilişkilere siyasi kısıtlamalara karşı olan, devletin karışmamasını isteyen öğreti.
2. Ekonomi hayatının kendi kurallarına göre, devlet yerine piyasa tarafından tespit edilmesi; serbestlik.
M
- Manihaizm
- Uygur Türklerinin benimsediği din. İyilik ve kötülük esasına dayanan inanç.
- Mareşal
- En yüksek askeri rütbe. Müşir.
(Türkiye Cumhuriyeti tarihinde mareşal rütbesine sahip sadece Mustafa Kemal Atatürk ve Fevzi Çakmak vardır.)
- Memorandum
- Bir devletin başka bir devlete politik sorunlarla ilgili olarak yolladığı uyarı yazısı. Muhtıra, Nota.
- Mengi
- Ebedi, sonsuz anlamına gelen terim. Göktürk yazıtlarında sıkça kullanılan zaman kavramı.
- Meşrutiyet
- Hükümdarlıkla yönetilen bir ülkede (Krallık, Padişahlık) hükümdarın başkanlığı altındaki parlamentonun anayasanın buyruklarına uyması.
- Milis
- 1. Silahlı Kuvvetlere yardımcı olmak, onların az olduğu yerlerde görev yapmak üzere, halktan gönüllülerin katıldığı silahlı birlik.
2. Savaş sırasında orduya yardımcı olarak toplanan silahlı halk gücü.
- Milliyetçilik
- 1. Atatürk’ün tanımladığı milliyetçilik; din ve ırk ayrımı gözetmeksizin, ulus tanımını vatandaşlık ve üst kimlik değerlerine dayandıran bir vatanperverlik anlayışıdır.
Atatürk Türk milleti tanımını; “Irk, din, etnik köken farketmeksizin Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.” şeklinde yapmıştır.
2. Maddi ve manevi açılardan milletinin ve ülkesinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutma anlayışı.
- Monarşi
- Siyasi gücün tek bir kişide olup devleti yönettiği, genellikle aynı soydan devam eden devlet yönetim biçimi, Tek erklik.
- Muhtıra
- Bir devletin başka bir devlete politik sorunlarla ilgili olarak yolladığı uyarı yazısı. Memorandum, Nota.
N
- Nasyonalizm
- Milliyetçilik, Ulusçuluk
- Nümizmatik
- Para, madalya ve benzeri metal eserlerin tarihsel süreç içindeki ekonomik, politik ve kültürel anlamlarını araştıran bilim dalı.
O
- Oligarşi
- Aristokraside ayrıcalıklı birkaç kişilik grubun siyasal gücü alıp devleti yönettiği sistem. Takım erki.
- Ög
- 1. Eski Türk inancında akıl, zekâ anlamına gelen terim. Bilgeliğin ve mantığın ifadesi.
2. Anne anlamındadır. (Günümüzde öksüz/annesiz burdan gelir.)
P
- Paleografi
- El yazması metinlerin yazı karakteristiklerini, yazım özelliklerini ve dönemsel değişimlerini çözümleyen tarih yardımcı bilimi.
- Patrik
- Doğu kiliselerinin (mezheplerinin) başkanlarına verilen san. Ortodoks patriği, Ermeni patriği gibi.
- Propaganda
- Bir öğreti, düşünce veya inancı başkalarına tanıtmak, benimsetmek ve yaymak amacıyla her türlü araçla gerçekleştirilen çalışmalar.
- Protesto
- Bir kararı, Bir davranışı, bir düşünceyi haksız, yersiz, gereksiz bularak karşı çıkma, kabul etmeme. Farklı biçimleri olabilir.
- Protokol
- 1. Bir toplantı, oturum, soruşturma sonunda iki ayrı hükümete mensup temsilcilerin belli konularda anlaştıklarını gösteren imzalı belge.
2. Resmi ilişkilerde ve işlemlerde ciddiyet.
Q
R
- Reaya
- Osmanlı Devleti’nde vergi veren, çiftçilik ve zanaatla uğraşan halk tabakası. Askeri sınıfın dışında kalan tüm halk bu kategori içinde değerlendirilir.
- Relativizm
- Tarihsel gerçeğin mutlak olmadığını, bakış açısına göre değişebileceğini savunan yaklaşım. Bu görüş, farklı perspektiflerin eşit değerde olduğunu ileri sürer.
S
- Serhad
- Sınır bölgesi, hudut. Osmanlı’da serhad beyliği sistemi ile yönetilen bu bölgeler, sürekli tehdit altında bulunduğu için özel yönetim şekilleri geliştirilmiştir. Serhad beyleri, askeri ve idari yetkilere sahip özel komutanlardır.
T
- Tarih
- Tarih, geçmiş zamanın incelenmesi bilimidir. “Tarih”, geçmişte yaşanan olayların incelenmesinin yanı sıra, bu olaylarla ilgili bilgilerin keşfi, toplanması, organizasyonu, sunumu ve yorumlanması ile ilgilenen bilim dalıdır.
- Teokrasi
- Siyasi gücün, din adamlarının elinde olduğu, toplumun dine dayalı yönetildiği, devlet yönetim biçimi. Din erki.
- Tuğra
- Osmanlı padişahlarının imza yerine kullandıkları, özel biçimi olan bir tür mühür.
U
- Umay
- Türk mitolojisinde Çocukları ve analığı koruyan tanrıça. Koruyucu tanrıça. Bereket Tanrıçası.
V
W
X
Y
Z
Kaynak:
Türk Dil Kurumu ve Wikipedia’dan yararlanılmıştır.
Kelime hazinen ne kadar zenginse, düşüncelerin o kadar özgür olur.